Oğlum 2 yaşına kadar o yaş grubunun söyleyebileceği her şeyi söylüyor ve anlatabiliyorken, birden konuşmamız durdu. SUSTU.... Dedim ki anormal bir şey yok, erkek çocuklar geç konuşur, kaydediyordur dediklerimizi.
Yanılmıştım, meğerse gerilemeye başlamış ve iletişimi koparmaya başlamış. 1 Yaşında pembe, anne diye zor kelimeleri söyleyen çocuk ,susmuştu. Çocuk, çocuktan daha kolay öğrenir düşüncesiyle, bir çok arkadaşımın çocuğu ve kuzenleriyle daha çok bir araya getirmeye çalıştım. Hiç unutmam, kuzeni İnan, odadan annesine öyle güzel annecim diyerek seslendi ki, Ali Çınar da bana böyle seslenebilecek mi diye içimden geçirdiğimi sanıyorken, sesli dışarı yansıtmışım.
Bana da bir gün annecim diye seslenebilecek mi?
Çok acı bir durum, otizmli bir çocuğa sahip iseniz, o kadar değerli bir şey ki, konuşması, iletişime geçmesi, göz kontağı kurması.
Önce çocuğun sizi taklit etmesi çok önemliymiş, taklit yeteneğini kazanırsa, konuşmayı daha çabuk öğreniyormuş. Hummalı bir çalışma başlattık, istediği şeyleri parmakları ile işaret ettiğinde anlamıyor gibi yaptık, masanın üzerinde istediği şey hariç hepsini saydık, çok sinirleniyordu, hırçınlaşıyordu, ama bilmiyordu ki onun içindi, her şey.
Konuşması için üflemesi de çok önemli bir egzersizmiş, evin ortasına su dolu bir kabın içine köpük yaptık, üfledikçe su köpürdü, köpürdükçe, üflemesi arttı. Tabi bu aşamaya kolay gelmedik, her tarafımız ıslandı, o sular döküldü, kaydık ve düştük, en azından birlikte eğleniyorduk.
Tabi bir de sonsuz pasta mumu üflemeleri, sürekli pasta ve doğum günü şarkısı ile sırf üflesin diye, pastaları yedik, malum kilo da aldık :) olsun her şey için değerdi.
İlk üfleme sesi, pöfff pöffff , ne gülmüştük o hallerine. Sonra başardı Ali Çınarım, şimdi ise tüm mumları söndürebiliyor.
Her gece ses çıkartma çalışmaları yaptık, Bu arada çıkardığı sesleri kaydediyordum, doktorumuza dinletebilmek için, bir gece o muhteşem ses ve kelime çıkıverdi ağzından, ANNE, ANNE.
Dona kalmıştım, yanaklarımdan süzülen yaşın haddi hesabı yoktu. Şimdi bile yazarken aynı duyguyu hissettim, burnumun direği sızladı.
Evet, başarmıştık anne demişti, o sevincim, o çığlıklarım onu daha da cesaretlendirdi. Her çıkardığı ses ya da kelimeye de aynı sevinçle karşılık verdik. Şimdi ne mi oldu, Susturamıyoruz....
Ali Çınar tüm otizmli çocuklara ışık olsun, sakın vazgeçmeyin onlardan, onlar bizim çok özel evlatlarımız, onlara biz hayatta olmadığımızda da, kendi hayatlarını idam etmelerini sağlayacak kadar yetiştirmeliyiz.
Hoşçakalın.....
コメント