Bundan bir buçuk yıl önce başladı otizm ile tanışmamız. Geçen yaz tatilinde bir şeylerin iyi gitmediği belliydi. Ağlayarak çocuk doktorumu aradım. Ali Çınar'ın hiç normal hareketleri yoktu, sürekli ağlıyor, krize giriyor, kimseyle iletişime geçmiyor dedim. Tatil dönüşü, çocuk psikiyatriye gitmemi önerdi.
Ankara’ya döndük, hayatımda geçirdiğim ön kötü tatil olmuştu. Oğlum Ankara’ya dönünce sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi düzene girdi, ara ara sebepsiz ağlamaları oluyordu, bir gariplik vardı.
Kreş öğretmenimiz biz ona meleğimiz diyoruz bizi kreşe davet etti. Öncesinde, psikiyatriye gidip fikir almak istedim. Tatilde olanları anlattım. Bana bazı sorular sordu:
Konuşuyor mu?, istediği şeyi eliyle gösteriyor mu? Ya da açtığında sizi buzdolabına götürüp isteğini işaret ediyor mu diye. Bunların cevabı hepsi hayırdı. Birden yaygın gelişimsel bozukluk ya da otizm olabilir dedi. Tabi ben şoka girdim. Nasıl olabilirdi, bu mümkün değildi.
O gece hiç bitmedi. Sabaha kadar internetten araştırdım, otizm ne demek diye, okudukça ağladım. Çünkü orada ki bazı şeyler oğlumda da mevcuttu.
Hiç zaman kaybetmeden eşimle birlikte kreşe gidip görüştük. Bizi odaya aldılar, söyleyecekleri şeyleri duymaktan korkuyordum. Onlar konuştukça, içim sızladı.
Ali Çınar, diğer arkadaşlarıyla iletişim kurmuyor, oyunlara katılmıyor. Seslendiğinde bakmadığı, elinde ki oyuncakları sürekli çevirerek oynadığını söylediler. Onlar konuştukça biz eşimle göz göze gelip daha çok ağladık. Biricik evladımız, diğer arkadaşlarından farklıydı.
Çocuk psikiyatriye gitmemizi söylediler, otizm falan demediler tabi, çünkü bazı aileler buna çok tepki gösterip çocuklarını o kreşten alıp, görmezden geliyorlarmış. Bize çok teşekkür ettiler, biz de şaşırdık asıl biz bunu fark etmelerinden dolayı teşekkür edecek kişi bizlerdik.
Ankara’nın en iyi doktoru kim diye zaten araştırma yapmıştık ve hiç zaman kaybetmeden koştuk kapısına, oğlumuzu 1 saat muayene etti. Bizde izliyorduk, doktor elini sırtında gezdiriyordu, dönüp bakmıyordu bile, ilgisizdi. Son anda hekim, oğluma bakıp oyuncak verdi ve Ali Çınar dönüp gülümsedi.
İşte tam o sırada hekim gözlerindeki şu gülüş içi mücadele değer dedi. Sonra bize yapmamız gereken muayeneleri ve tetkikleri yazdı, sonra da bir özel eğitim kuruluşu ile iletişime geçmemizi istedi.
Yani ne demek istemişti anlamamıştık. Eşimle bana dedi ki; kimsenin olmadığı bir yere gidin, bağırın, çağırın, küfredin, dibe vurun ve dönüp çocuğunuzla ilgilenin. Bu çocuğun sağlıklı ebeveynlere ihtiyacı var dedi.
Muayenehaneden çıktık ve eşimle birlikte şunu konuştuk; Birbirimizi suçlamanın, neden aramanın, neden bizim başımıza geldi gibi şeyleri kenara bırakıp, neler yapacağımıza odaklandık.
Ve zor bir sürece girdik. Eşimin işi dolayısıyla şehir dışına çıkması gerekiyordu, yani bu mücadelede tek başıma kaldım. Çünkü birilerinin para kazanması lazımdı.
Devamını bir sonra ki yazıda paylaşacağım, nereden nereye geldik, hepsini anlatacağım.
Sevgiyle kalın....
Comments